Pergamon 2019 kazı sezonunda TransPergMikro Projesi kapsamında yoğun ve detaylı mimari belgeleme çalışmaları Amfitiyatro da sürdürülmüştür. Türk ve Alman ekip üyelerinin gerçekleştirdiği belgeleme çalışmalarında 140‘a yakın DIN-A3 çizim tamamlanmıştır. Bunun yanı sıra üç farklı alanda açılan ve belgelenen arkeolojik sondajlar Amfitiyatronun mimarisi, kronolojisi ve kullanımı hakkında önemli bilgiler sağlamıştır.
İlk aşamada mimari belgelemenin gerçekleştirilmesi için Structure from Motion (SfM) yöntemi ile gerek yerden ve gerekse İHA ile havadan çekilen fotoğraflar ile üç boyutlu modeller hazırlanmıştır. Söz konusu modeller total station ölçümleri ile koordinat sistemine oturtulmuştur. Devamında arazideki el çizimlerine altlık olarak kullanılacak olan ölçekli görseller SfM dijital verisi üzerinden elde edilmiştir. Orijinal duvarların detaylı ve doğru belgelendirilmesinin sağlanması için dijital belgeleme sahada gerçekleşen el çizimleri ile bir arada uygulanmıştır. Bu bir binanın doğru belgelenmesini ve analizini bir arada uygulayan temel bir ‘Bauforschung’ yöntemidir. Bununla birlikte SfM yöntemi her alanda kullanılamazken geleneksel ölçüm ve çizim yöntemleri bu açıdan daha fazla esnekliğe sahiptir. Arazi çalışmasının ardından elde edilen çizimler grafik tabletler ve bilgisayarlarda CAD tabanlı programlar ve vektör programları (image tracing) kullanılarak dijital ortama bire bir aktarılmaktadır.
Mimari belgeleme çalışmalarına paralel olarak yapının mimarisi, kronolojisi ve kullanımını daha iyi anlamak amacı ile çok önemli veriler sağlayan arkeolojik kazı çalışmaları da gerçekleştirilmiştir. Batı cavea (seyirci sırası) kesiminde yapılan arkeolojik sondaj inşa dönemine tarihlenen seramik buluntular ile birlikte yapının temellerini anlama olanağı sunmuştur. Yapının doğu ucundaki bir diğer sondajda yıkılmış bir duvarın yanında yer alan ve altyapıya ait olan bir duvar açığa çıkarılmıştır. Başka alanlarda olduğu gibi burada da yapının terk edilmesinin ardından mermerlerin kireç yapmak için yakıldığı anlaşılmaktadır. Cavea ve arena arasındaki geçişi oluşturduğu varsayılan alanda açılan üçüncü bir sondaj son derece önemli buluntular ortaya koymuştur: Arenanın sınırını oluşturan ve cephesinde nişler bulunan duvar sıkıştırılmış topraktan oluşan tabanı ile bir arada ele geçmiştir. Bu tabakanın zemin olarak yorumlanması ayakkabı tabanlarını güçlendirmek için kullanılan çivi buluntularının ele geçmesi ile desteklenmiştir. Tabanın kum katmanları ile kaplı olması yıkılmış olan bazı mimari elemanlar ile birlikte değerlendirildiğinde Amfitiyatronun (geçici?) yıkımına işaret etmektedir. Bu tabakaların üzerinde bir eşeğe veya benzer bir hayvana ait parçaların atılması dahil olmak üzere başka faaliyetler de tespit edilmiştir. Söz konusu veriler arkeologlar, mimarlar, coğrafyacılar ve zooarkeologlardan oluşan disiplinler arası bir ekip tarafından detaylı olarak incelenecektir.
Amfitiyatroda yer alan büyük miktardaki atıklar ve özellikle arena kısmında yer alan yoğun bitki örtüsü çalışmalarımız sırasında ciddi bir engel teşkil etmiştir. Bergama Belediyesinin yardımları ile önemli miktarda bitki ve çöp alandan uzaklaştırılmıştır. Bu adım büyük öneme sahip bu anıtın daha iyi korunmasına yönelik önemli bir ilk katkıdır.
İhsan Yeneroğlu – Felix Pirson
Team: Mehmet Ali Akdemir, Havva Aslan, Adnan Ateş, Fabian Becker, Marco Blechschmidt, Ali Canıben, Fatih Cambaz, Ayşe Çelebi, Camillo Dimai, Felix Ehmer, Çisem Ergün, İlknur Gül, Gökhan Günay, Adriana Günzel, Sara Monz, Felix Pirson, Thekla Schulz-Brize, Wolf-Rüdiger Teegen, İhsan Yeneroğlu