Adriana Günzel, Güler Ateş, Philip Bes, Anneke Keweloh-Kaletta, Bernhard Ludwig
Arkeolojik alanların tarihlenmesi ve işlevlerinin tespit edilmesinde en önemli araç her zaman olduğu gibi seramik buluntularıdır. Geçmişte seramik malların nasıl kullanılmış olduğu, üretim teknikleri ve yayılımı hakkındaki bilgiler, bize doğal kaynakların kullanımından, karmaşık ekonomik ve ekolojik ilişkilere ya da toplumsal gelişmelere kadar bir takım temel bilgiler aktarır.
Bu nedenle Pergamon’un yakınlarında keşfedilen geniş bir amphora üretim alanı, yalnızca antik kentin değil, çekirdek bölgesinin ve daha da ötesinin araştırılmasında büyük önem taşımaktadır. Buluntu yeri DFG (Alman Araştırma Vakfı) tarafından finanse edilen TransPergMikro projesi çerçevesinde Pergamon’un yakın çevresinde yürütülen yüzey araştırmaları esnasında keşfedildi. Burada ele geçirilen buluntu malzemesinin ve jeofizik ölçümlerin değerlendirilmesi halen devam ettiğinden, araştırma tamamlanmamıştır. Buna ragmen ilk bulgular elde edilebilmiştir:
Buluntu Yeri
Bugün Sazlık mevkii olarak adlandırılan buluntu yeri, Bakırçay Ovası’nın batısında, Pergamon ve liman kentleri olan Elaia ile Pitane (Çandarlı) arasında yer almaktadır. Bugün yoğun bir şekilde zeytin ağaçlarının bulunduğu ve diğer tarımsal faaliyetlerin de yapıldığı bu tarlalarda, Roma Döneminden Geç Antik Döneme kadar, inşasında ve dekorasyonunda mermerin de kullanılmış olduğu villasıyla bir çiftlik kompleksi bulunuyordu. Aynı zamanda bu çiftlik, özellikle amphora üretimi yapılan çömlekçi atölyelerine de sahipti. Tarlaların yüzeyinde gerçekleştirilen jeomanyetik ölçümlerin gösterdiği ve çömlekçi fırınlarına ait olan en az 10 anomalinin işaret ettiği seramik üretimini, tarlaların yüzeyinde yoğun bir şekilde tespit ettiğimiz çömlekçi atığı seramik parçaları da desteklemektedir. Tarlalardan bazılarına girilemediği için, bugüne kadar buluntuların yayılma alanının genişliği kesin bir şekilde tespit edilememiştir. Çömlekçi atölyelerinin ve çiftliğin aynı zamanlarda ve birbiriyle bağlantılı olarak var olduğu yakın oluşlarıyla açıklanabilir: Nitekim rüzgarların bugünkü yönleri hesaplandığında çömlekçi fırınlarından çıkan dumanın çiftlik tarafına değil diğer yöne gitttiğini ve çiftlikte oturanların rahatsız edilmediği anlaşılmaktadır.
Malzeme ve Seramik Üretim Aşamaları
Hem tarlaların yüzeyinde geniş bir alanda çok fazla miktarda düzgün ve hatalı pişmiş seramik parçalarının görülmesi, hem de üretim araçları, erimiş kil topakları ve seramik atıklarının varlığı, ilk bakışta burada büyük çapta bir seramik üretiminin yapılmış olduğunu göstermiştir. Arazideki çalışmalar tamamlandıktan sonraki en önemli iş, elde edilen buluntuların incelenerek üretim atölyelerinin repertuvarı hakkında genel bir bilgi edinmeye çalışmaktı. Bu kadar büyük miktarda bir malzemenin incelenebilmesi için öncelikle bir sınıflama yapılması gerekiyordu: Buluntu malzemesi içinde en büyük grubu düzgün ve hatalı pişmiş seramik parçaları oluşturmaktaydı. Üretim atölyesinin repertuvarını belirleyebilmek için öncelikle bu parçaları tiplerine göre sınıfladık. Doğru ve hatalı pişmiş seramiklerin aynı formlara işaret etmesi, burada daha çok amphora (Res. 1), ama aynı zamanda yüzeyi kaba bir şekilde bırakılmış çanak ve leğenlerin (Res. 2) ayrıca testilerin de üretilmiş olduğunu göstermiştir.
Kapların yapılmış olduğu ince kil, kahverengimsi kırmızı bir renge ve içeriğinde küçük ya da orta büyüklükte beyaz katkı maddelerine sahiptir. Farklı seramik kapların killerinde yapılan ilk incelemeler homojen bir malzemeye işaret etmektedir. Buluntu yeri Pergamon’un yakınında olmasına ragmen burada ele geçirilen kap formları ne Pergamon’da ne de diğer yerlerde (örneğin Pitane/Çandarlı) bugüne kadar görmediğimiz formlardır; yine de Sazlık seramik üretiminin yayılım alanının tespit edilmesi araştırılmayı hak etmektedir. Kapların gövde parçaları dışında kalan, yani profil gösteren ağız ve dip parçalarıı ya da kulpların yanı sıra ekibimiz tarafından ayrıca ilk bakışta seramik üretim aşamalarına ait olduğu anlaşılan bir takım seramik parçaları da toplandı. Bu parçalar amphoraların gövdeleri ile boyunlarının birbiriyle birleştirildiği kısımlara aittir ve çömlekçi çarkında ayrıca üretilmiştir. Daha sonraki iki aşama ise kabın ağız kısmının şekillendirilmesi ve kulpların yerleştirilmesi aşamalarıdır. Bunların yanı sıra üretim esnasında kullanıldığı anlaşılan ve bir kabın üretim aşamaları hakkında bilgi veren bir takım yardımcı malzemeler toplandı. Örneğin yine kilden yapılmış, ortası delik yuvarlak parçalar bu şekilde kullanılmış olmalıdır (Res. 3). Üst kısmı konik şekilde olan bu parçaların kapların dik bir şekilde yerleştirilmesine yaradığı anlaşılmaktadır. Boru şeklinde olan, dış yüzeyi çizgili daha başka parçalar ise ilk bakışta amphora boyunları gibi görünseler de bunun için fazla dar ve kalın cidarlıdır. Yine benzer bir parça bunların yerde durduğuna işaret etmektedir; çünkü parçanın aşağıya doğru genişlediği (Res. 4) ve yerde dik durduğu, böylece kapların üstüste yerleştirilmesine yaradıkları anlaşılmıştır.
Bir yüzüne sırlanmış gibi parlayan erimiş kilin aktığı bir taş ise (Res. 5), belki de bir fırına ait olmalıydı. Ele geçirilen üretim malzemesinin nasıl kullanıldığı üzerine düşüncelerimiz ilk yorumlar olarak değerlendirilmelidir; önümüzdeki yıllarda malzeme üzerinde yapacağımız daha detaylı incelemelerle üretim sürecini daha doğru bir şekilde yorumlayabileceğimizi ümit ediyoruz. Buluntular arasındaki bir diğer büyük grup ise üretim atıklarından oluşmaktadır: Örneğin fırında üst üste pişerken erimiş seramik parçaları, (Res. 6), çok fazla pişerek taşlaşmış seramik parçaları (Res. 7), erimiş kil parçaları (Res. 8) ve fazla piştiği için erimiş seramikler (Res. 9).
Bunlara ilaveten bu seramik üretiminin tarihlenmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu sorunun cevaplanabilmesi için Pergamon ve diğer buluntu yerlerinden “tanınan” seramiklerin yardımı gerekmektedir. Yapılan karşılaştırma çalışmaları, Sazlık seramik üretiminin olasılıkla Roma ve Geç Antik Döneme ait olduğu yönündedir. Bu tarihlemeyi bazı amphora kulplarında görülen ve çoğunlukla Smyrna’da da görülmüş olan mühürler de doğrulamaktadır (Res. 10). Ayrıca bazı tipolojik özellikleri (Res. 1), Sazlık’ta üretilmiş olan bu amphoraların şişkin gövdeli amphoralar grubuna ait olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle şu andaki hipotezimiz, Sazlık amphoralarının Geç Antik – Erken Bizans Dönemine tarihlenmesi gerektiğidir.
Potansiyel ve Perspektif
Her ne kadar Sazlık’taki üretim atölyeleri hakkında henüz net bir tablo ortaya koyamamış olsak da –örneğin ne kadar süre boyunca yerleşildiği gibi– Hellenistik Dönemden Geç Antik Döneme kadar seramik üretimi hakkındaki araştırmalar için önemli bir boşluğu doldurması bakımından, kuşkusuz Pergamon çekirdek bölgesi içinde tespit edilen önemli buluntu yerlerinden biridir. Sazlık’taki seramik üretimi çoğunlukla amphora üzerine yoğunlaştığına göre, doğal olarak bu kapların hangi tarımsal ürünle doldurulduğu sorusunu da akla getirmektedir. Bu komplekste üretilen tarımsal ürünler ve seramiklerin bir kısmı muhakkak ki çiftlik sahipleri tarafından tüketildi ya da kullanıldı; ancak jeofizik ölçümlerin tespit ettiği 10 anomaliden yola çıkarak en azından bu kadar sayıda çömlekçi fırınının olduğunu varsayarsak, ihtiyaçlarından daha fazlasının üretilmiş olduğu akla yakın bir senaryodur. Bu düşüncenin doğrulanması için Sazlık amphoralarına ait parçaların Pergamon bölgesinde başka yerlerde de bulunup bulunmadığına bakmamız gerekmektedir; arkeometrik analizler de bu tespitlerin doğrulanmasında önemli katkılar sunmaktadır. Tüm bunların ötesinde, böylesi potansiyele sahip üretim/tüketim yerlerinin konumu, kronolojisi ve işlevi hakkındaki araştırmalar, Pergamon çekirdek bölgesindeki zanaat ve tarımsal ekonominin işleyişi hakkında önemli ipuçları vermektedir.